MDT Denetim ve YMM A.Ş. mal ve hizmet üreten tüm sektörlerde mükemmelliğe odaklanmaktadır. Müşterilerin ihtiyaçları doğrultusunda, pratik, ticari, hızlı ve çözüm odaklı yaklaşımlar sunmaktadır.  Hizmet verdiğimiz müşterilerimiz sektörlerinde önde gelen firmalar olup, ana sektörlerimiz aşağıda sınıflandırılmıştır.

 

MAKİNE VE İMALAT SANAYİ

Rekabet edilebilir bir imalat sanayine sahip olmak, gelişmiş bir ülke olabilmek yolunda önemli bir kilometre taşıdır.

Ülkemiz,  Makine ve İmalat sanayinde, sahip olduğu yetişmiş eleman düzeyi, uygun mühendislik maliyetleri ve sektördeki talep yoğunluğu nedeniyle hızlı bir gelişim göstermektedir. Makine imalatında hemen tümü ile ülkemizde imal edilen demir-çelik ve döküm hammaddeler kullanılmaktadır. Makine ve İmalat sektörünün diğer bir önemli özelliği katma değer yüksekliğidir. Makine ve İmalat sektörünün seri üretime olanak vermemesi ve emek ve mühendislik yoğun yapısı nedeniyle sektörün gelişmesi istihdama ve ülke teknolojisinin gelişmesine katkılar sağlamaktadır.

GAYRİMENKUL VE İNŞAAT

Ülkemizde, kamu yatırımları ve büyüme hızı dolayısıyla inşaat sektörü ulusal ekonominin lokomotifi konumunda bulunmaktadır.  Ülkenin içerisinde bulunduğu ekonomik büyüme ve paralelindeki nüfus artışı işyeri ve konut ihtiyacının hızla artmasına neden olmuştur.
Hızla artan gayrimenkul talebinin yanı sıra, sağlam bankacılık sistemi, konut kredisi sistemi, seçkin inşaat firmaları gayrimenkul-inşaat sektörünün Türkiye’de hızla gelişmesini sağlayan faktörlerin başını çekmektedir.

Ancak Bankacılık sistemi ve ulusal ekonomik yapısal sorunlar sebebiyle konjonktürel dalgalanmalar gösterebilmektedir.

DENİZCİLİK ve GEMİ İNŞA

Dünya üzerinde ülkeler arası taşımacılığın yaklaşık %90’lık bölümü deniz yoluyla yapılmaktadır.  Bu sebeple dinamik bir yapıya sahip olan denizcilik sektörü, global anlamda önem taşımaktadır. Dünya ticaretine meydana gelen yavaşlama ve ülkelerin büyümü hızındaki farklılıklar, daha önceki dönemlerde olmadığı kadar hızı gerçekleşmekte ve küresel etkiler yaratmaktadır.
Ülkemizde TUGS olarak bilinen Türk Uluslararası Gemi Sicil Kanunu’nun 21 Aralık 1999 tarihinde yürürlüğe girmesi ile ulusal denizcilik şirketlerinin uluslar arası alanda rekabet gücünü artırmıştır. Böylelikle, şirket ve çalışanların yükümlülüklerinde belirgin azalmalar sağlanmıştır.

GIDA

İnsan hayatının en temel ihtiyaçlarından biri olan beslenme ihtiyacının meydana getirdiği talep nedeniyle gıda sektörü, üretim alanında çok geniş bir yelpazede etkinlik göstermektedir. Gıdanın, üretim sektöründeki oranı ister tarihe ister günümüze bakılsın her zaman için önemli bir paya sahiptir. Cumhuriyetin ilk yıllarında gelişmeye başlayan gıda sektörü, zengin tarımsal kaynaklar ve genç iş gücü sayesinde kısa sürede ülke ekonomisinin önemli gelir kaynaklarından biri haline gelmiştir. Genç nüfus ve iş hayatındaki aktif kadın sayısı ile doğru orantılı olarak artan talep artışı ve gelişen tüketici bilinci sayesinde Türkiye’de gıda sektörü yakın gelecekte hızla gelişmeye devam edecektir.

KİMYA SANAYİ

Kimya sanayi, pek çok sektöre ara mal ve hammadde temin eden bir sanayi dalı olarak, gerek üretim gerekse de dış ticarette önemli bir role sahiptir. Kimya sektöründen ham madde kullanılmaksızın üretilen çok az sayıda ürün bulunmaktadır. Bu kapsamda; tarım ilaçları, sentetik gübreler, veteriner ilaçları, sentetik elyaflar, sabun, deterjan, temizleyiciler, plastik ham maddeleri, beşeri ilaç sanayi, kozmetik sanayi, boya, yardımcı maddeler, deri, tekstil, inşaat (boru, levha, kapı, pencere vb.) yapıştırıcı, derz, dolgu maddeleri, izolasyon malzemeleri, fotoğraf malzemeleri, barut ve patlayıcılar gibi birçok sanayi alanına nihai ve ara ürün sağlamaktadır.  Türk kimya sanayisinin ihracatı son beş yılda yıllık ortalama % 5’lik artış göstererek ülkenin toplam ihracatının % 4,5’ini oluşturmaktadır.

TURİZM

Turizm sektörü,1980’lerde bu özellikleri sayesinde ciddi bir ivme kazanarak kazandığı ivme sayesinde bugün Türkiye ekonomisinin önemli gelir kaynaklarından biri haline gelmiştir. 1980 yılında Türkiye’ye gelen turist sayısı 1.288.060 bin kişi iken 1997 yılında %11,1 artarak 9.689.004 bin kişiye ulaşmıştır. Ülkemize gelen turist sayısında, 1998-1999 yılları arasında yaşanan terör olgusunun etkisi ve deprem felaketi nedeniyle bir gerileme yaşansa da 2000’li yıllarda bu faktörlerin etkinliği azalmış ve turizm sektörü gelişimini sürdürmektedir.

TEKSTİL

Tekstil sektörü ülkemizin en eski sanayi dallarından birisini oluşturmaktadır. Anadolu’daki tekstil dokumacılığının tarihi, Hitit ve Asur dönemlerine kadar uzanmaktadır. Aynı dönemlerde, İtalya’da da ipekli dokuma üretildiği bilinmektedir, ancak ilginç olan bulgulardan birisi İtalyan dokumacıların, Anadolu’dan gelen ipekli dokumaları taklit etmeleridir. Tekstil sektörünün bu dönemde ayakta tutan, başta pamuk olmak üzere tekstil hammaddelerinin üretimi ve işlenmesidir. Bu nedenle, Tarsus ve Adana kısa sürede iplik eğirme başta olmak üzere tekstil hammaddesi üretimiyle gelişen şehirler arasına girmiştir.

İhracata yönelik sanayileşme politikasının en önde gelen sektörü tekstil olmuştur. 2010 yılında, tekstil sektöründeki üretimin yaklaşık yüzde 77’si ihraç edilmektedir. İhracata yönelik üretim, 18 bin 500 üretici ve ihracatçı firma tarafından gerçekleştirilmiştir.

Son 10 yıl içinde birbirini izleyen krizler, sektörü önemli ölçüde etkilemiştir. Bunun en başta gelen nedenlerinden biri, küresel krizlerin uluslararası piyasalarda daralma ve talepte düşüşü meydana getirmesidir.

OTOMOTİV

Otomotiv sektörü, Türkiye’de 1960’ların başında sanayileşmeye başlamıştır. Türkiye’nin Avrupa ve Asya’ya coğrafi olarak yakınlığı, üretim maliyetlerinin Avrupa Birliği ülkelerine oranla daha düşük olması, Avrupa Birliği ile yapılan vergi anlaşması nedeniyle ihracat vergilerinin düşük olması Türkiye’de otomotiv sektörünün gelişiminde rol oynayan önemli faktörlerdendir. Sektörde vergi muafiyeti de dahil olmak üzere bir çok teşvik olanağı bulunmaktadır.
2020’li yılların başı itibariyle yaklaşık 4 milyon araç üretimi, 60 milyar doların üzerindeki ihracat beklentisi ve milyarlarca dolar değerindeki Ar-Ge ve Ür-Ge çalışmalarının gerçekleştirilmesini Türk otomotiv endüstrisinin başlıca hedeflerinin başında gelmektedir.

LOJİSTİK / KARA TAŞIMACILIĞI

Lojistik; bir ürünün ilk üreticiden son tüketiciye kadar olan nakliye, depolama, gümrükleme, ambalajlama, dağıtım gibi tüm süreçlerini ifade eder. Bir başka tanımla lojistik; doğru ürünü, doğru yerde, doğru zamanda, doğru miktarda, doğru şekilde, doğru kalitede, rekabetçi bir fiyatla sağlamaktır. Dünyanın en büyük lojistik organizasyonu olan Tedarik Zinciri Uzmanları Konseyi’nin (Council of Supply Chain Management Professionals, CSCMP) tanımıyla lojistik; “Müşterinin ihtiyaçları doğrultusunda hizmetler de dahil olmak üzere tüm ürünlerin ve ilgili bilgilerin çıkış noktasından varış noktasına kadar etkili ve verimli bir biçimde taşınması ve depolanması için gerekli prosedürleri planlama, uygulama ve denetleme sürecidir.

BİLGİ VE İLETİŞİM TEKNOLOJİLERİ

Günümüz küreselleşen dünyasında bilgi ve iletişim teknolojilerinden yüksek oranda faydalanabilen ülkeler, ekonomik ve sosyal açılardan gelişmişlik düzeylerini üst seviyelere taşımayı başarabilmişlerdir. Bilgi ve iletişim sektöründe dünyada yaşanan gelişmelere paralel olarak Türkiye’de de bilgi ve iletişim sektöründe önemli gelişmeler kaydedilmiştir. Sektörün ülke ekonomisine sağladığı faydaların önemi anlaşıldıkça bu alandaki aktiviteler artış göstermiştir.
Yazılım sektöründe ERP (Kurumsal Kaynak Planlama), CRM ( Müşteri İlişkileri Yönetimi) gibi yazılımlar özel şirketler ve kamu kurumları tarafından yoğun talep görmektedir. Türkiye’de internet kullanıcılarının sayısının artmasıyla birlikte ADSL (Asimetrik Sayısal Abone Hattı) pazarı büyümesini sürdürmektedir. Türkiye’de bilgi ve iletişim sektöründe yaşanan olumlu gelişmeler, sektördeki büyüme eğiliminin süreceğinin işaretlerini vermektedir.